Ekim 15, 2014

Hele Bir Başlasın

hele bir başlasın ılık yaz yağmurları, içimdeki çocuk!
hele bir kanatlansın ufuklar,
hele bir içini çeksin orman,
hele bir kere güneşler yansın,
kertenkeleler üşümesin,
hele bir kere toprak kansın,
mevsim demlensin,
hele bir ballansın böğürtlen dikenleri!
gelincikler bedava,
gökler sahipsiz
bahçeler zilzurna..
hele bir başlasın ılık yaz yağmurları, içimdeki çocuk!
dudaklarında kalın kabuklu bir portakal kokusu,
tabanlarında, kınalı keklikleri bol dağların rüzgarı karıncalansın..
hele bir kere dallarda sallansın
iri kalçaları şeftalilerin;
hele bir duyulsun uzaktan
yaylı çıngırakları
yıldızlar seslensin,
hele bir armut ağacı temmuzu yüklensin,
hele bir kerrecik daha yalınayak yere değsin içimdeki çocuk."

Aralık 25, 2011

Albert Caraco 'dan

"içinde yaşadığımız cehennem, şehirlerimizin cehennemine karşılık geliyor. şehirlerimiz zihniyetlerimizin ölçüsü, ölüm istenci yaşama coşkusuna öncülük ediyor ve hangisinin bize esin kaynağı olduğunu ayırt edemiyoruz. tekrarlanıp duran işlere koşturuyor ve doruklara yükselmekle övünüyoruz. ölçüsüzlüğün elinde esiriz ve düşünüp taşınmadan sürekli binalar inşa ediyoruz. dünya bir süre sonra yalnızca bir şantiye olacak. burada, beyaz karıncalar gibi, milyarlarca kör, uğultunun ve leş kokusunun içinde otomatlar gibi didinip duracaktır soluksuz kalana dek. günün birinde deli gibi uyanıp, bıkıp usanmadan birbirlerini boğazlamaya koyulacaklar. içine gömüldüğümüz bu evrende delilik, yabancılaşmış insanın, imkanlarının gerisinde kalmış ve eserlerinin kölesi olmuş insanın kendiliğindenliğinin alacağı biçimdir. delilik artık elli katlı konutlarımızın altında kuluçkaya yatıyor. deliliğin kökünü kazıma yönündeki acilliyetimize rağmen, yeni tanrı odur, ona bir tür ibadette bulunsak bile yatıştıramayız onu: ölümümüzdür o, hiç durmadan her şeyi talep eder.""biz ne zaman korkarsak, bütün bu uyuşuk halimize rağmen gazeteciler kalkıp kaygılarımızı dağıtmaya çalışırlar; onların vaatlerinden bir düzenbazlık antolojisi yapabiliriz. günün birinde elimizi attığımız her şey leziz yiyeceklere dönüşecek, günün birinde atıklar okyanusların dibindeki kırık çizgilerine yığıldıktan sonra toprağın derinlerine gömülecekler, günün birinde yaşamak için çalışmak zorunda kalmayacağız ve vaktimizi eğlenerek geçireceğiz, günün birinde gezegenleri birbiri ardına kolonileştireceğiz. ayakta uyutan bu masalları, insan türünün dörtte üçü köpeklerimizden ve kedilerimizden bile daha berbat koşullarda yaşarken yayınlıyorlar; hem de sınırsız bolluk vaat edilen en kötü durumdaki dörtte birlik nüfusun kendi aşağılık durumlarından çıkma umudu yokken ve bu mucizelerin geçerliliğinden kuşku duyacak gerekçesi varken yapıyorlar bunu. çünkü, sonu, yerkürenin yüzeyine dalga dalga ve şimşek hızında yayılması için, mutlak dehşetten hayatta kalanların kadim yoksuluğun sultası altında acılar ve sıkıntılar çekerek sürünmesi için tek bir savaş yeterlidir.""bir tanrı varsa eğer kaos ve ölüm de o'nun sanları arasında yer alacaktır. tanrı yoksa bu da aynı anlama gelir. istediğimiz kadar günlük yakalım, belirsizliğe ve çürümeye mahkumuz, neye taparsak tapalım, kurtuluş yok, iyilerle kötülerin yazgısı aynı, azizleri de canavarları da aynı uçurum kucaklıyor, adil olma ve adaletsizlik fikri, görgü kuralları gereği bağlı kaldığımız bir sayıklamadan başka bir şey olmadı hiç. aslında dinsel ve ahlaki fikirlerin kaynağı insandır. bunu insanın dışında aramak anlamsızlıktır. insan metafizik bir hayvandır."

Kasım 28, 2010

Bir Serüvenin Tanımı

Hiçbir zaman yenilmedi geceye
Sevincim de inancım da
Doğru diye bildiğim güzellikler
Hiçbir gün kendisinden uzak
Bir şeye değişmedi

Hiçbir gün yarı yolda koymadı beni
Güvenim ve Direncim
Düşerim sandılar dönüp baktılar
Gülerek geçip gittim
Evet ben tek başınaydım
Onlar çok yalnızdılar

Afşar Timuçin

Ekim 22, 2010

ŞEHİTLER

Şehitler, Kuvayi Milliye şehitleri,
mezardan çıkmanın vaktidir!
Şehitler, Kuvayi Milliye Şehitleri,
Sakarya'da, İnönü'nde, Afyon'dakiler
Dumlupınar'dakiler de elbet
ve de Aydın'da, Antep'te vurulup düşenler,
siz toprak altında ulu köklerimizsiniz
yatarsınız al kanlar içinde.
Şehitler, Kuvayi Milliye şehitleri,
siz toprak altında derin uykudayken
düşmanı çağırdılar,
satıldık, uyanın!
Biz toprak üstünde derin uykulardayız,
kalkıp uyandırın bizi!
uyandırın bizi!
Şehitler, Kuvayi Milliye şehitleri,
mezardan çıkmanın vaktidir!

Nazım Hikmet 1959

Şubat 09, 2010

Yağmur Yalnız Yağarken Yağmurdur

..
Sen ve yağmur,
Başa dönemezsiniz.
Öyle bir yol yürüdünüz ki, ancak dönüş yolunu yok ederek gelebilirdiniz.
İnişiniz bir iniş olurdu başa dönmemecesine.
Yağmur yalnız yağarken yağmurdur.
Sen yalnız senken sensin.
Burada kalamazsın ve başa dönemezsin.
Gitmek zorundasın.

...

ÜZÜNTÜ

" Bir insan çok üzgünse, dişi ağrıdığı ya da para kaybettiği için değil, her şeyin gerçekte nasıl, yaşamın nasıl bir şey olduğunu hissettiği için üzgünse, gerçekten üzgün demektir. İşte o vakit biraz hayvana benzer, o zaman üzgün görünür, ama her zamankinden daha gerçek ve güzeldir bu üzüntü. Öyledir işte..." Hermann Hesse

Mart 21, 2009

-

"Aşk bir duygu olduğu için olasılıklara açıktır."

-

" Tuhaf : Yalnız kalmamayı becerememek, yalnız kalmayı da becerememek; insan ikisini de kabulleniyor ikisi de yararlı."

-

"Duygusallık, deneyimin bilinen duygularla sınırlandırılmasıdır."

-

"İnsan ancak anlatacak bişeyi olmayınca kendisi olmaya iyice yaklaşmış demektir."

Mart 09, 2009

Stalker Filminden

“Zayıflık harika bir şeydir, güç hiçbir şey. Bir insan yeni doğduğunda zayıf ve esnektir, öldüğü zaman ise sert, kaskatı ve duygusuzdur. Bir ağaç büyürken zayıf, esnek ve tazedir. Kuru ve sert hâle geldiğinde ölür. Sertlik ve güç ölümün arkadaşlarıdır. Esneklik ve zayıflık ise varoluş tazeliğinin ifadeleridir. “ Lao Tzu

Ocak 03, 2009

yorgunluk

Her ne kadar yaşantımız geçmişimizin esaretinde olsa bile
Geleceğin anahtarları elimizde
Ve açıp açabileceği tek kapı bu güne çıkar….

……… hep aynı noktaya geldiğini söylüyorsun

Kusursuz çemberdir bu başlangıcı ve sonu olmayan

Öyleyse yine yeniden yaşamaktan yorulmak neden

Yorulan yalnızca sen misin?

 Sen de denemelisin.

Burgaç

Kasım 04, 2008

SIRADAN İNSANLAR VE AHMAK BEN

Sıradan insanlar - canlı ve aydınlıktır ;

Yalnızca ben , karanlık ve kasvetliyim.

Sıradan insanlar - kesin ve kurnazdır ;

Yalnızca ben donuk ve ahmağım.

Ve yine de , yalnızca ben hükmedilmeyen ve ıssızım,

Yalnızca ben diğerlerinden farklıyım.

Eylül 02, 2008

ACININ DUVARI AŞILINCA

Kendisi çatlamadan
Toprağı çatlatamaz tohum
Aşmışım sınırını mutsuzluğun
Ayrımsıyamıyorum bile öyle mutsuzum
Acısını artık duyamıyorum
Ki kendim öyle bir acı olmuşum
Nasıl görmezse göz kendini
Kendimi arıyor bulamıyorum.

DENİZİN BEKLEDİĞİ

Seni sevmek mor denizlerdi biraz
Ne kadar gidilse bir o kadar bitmeyen
Umutlar ve yıkışmalar ardında direnilen
Seni sevmek mevsimler içinde en güzel yaz

Seni sevmek yaşamanın aşılmaz büyüklüğü
Seni sevmek kan dolu yüzyılları korkutan
Ve sığınıp ılık kıyı kentlerine bir akşam
Seni sevmek çocukların düşlerinde gördüğü

Varılırdı daha saydam günlere isteseler
İsteseler yalnızlık giremezdi evlere
Seni sevmek bir kırlangıç olacak bekleseler
Ve uçacak durmadan adasız denizlere

Kim bulacak cam kırığı gözlerinde sevgimi
Sonra yalnız kalmak gibi yoksulca uğuldayan
Bütün okyanusların baş eğdiği tek kaptan
Sana verdim geç diye bütün denizlerimi.